”KORONA GÜNLERİNDE GAZETECİLİK”

Üsküdar Üniversitesi Yeni Medya Ve Gazetecilik Bölümü ilk online söyleşisini gerçekleştirdi.

“Korona Günlerinde Gazetecilik“ başlığı altında Prof. Dr. Süleyman İrvan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşiye Prof. Dr. Nazife Güngör, Doç. Dr. Feride Zeynep Güder, Dr. Öğretim üyesi Gül Esra Atalay ve Dr. Öğretim üyesi Eren Ekin Ercan konuk olarak katıldı. Söyleşi soru cevap şeklinde ilerledi.

Prof.Dr. Süleyman İRVAN | T.C. Üsküdar Üniversitesi

Prof. Dr. Süleyman İrvan, Bu tür kriz dönemlerinde insanlar da Medyaya bağlılık artıyor. Medyanın rolü ve görevi büyük önem taşıyor bugün bu durumu konuşmak istiyorum. ‘’ Türk medyası acaba bu görevini yerine getiriyor mu?” “Türk medyası nasıl bir sınavdan geçiyor?” sorusunu konuklara yöneltti.

Dr.Öğr. Üyesi Gül Esra ATALAY | T.C. Üsküdar Üniversitesi

Dr. Öğretim üyesi Gül Esra Atalay: “Türkiye‘de değil dünya da medya sınavdan geçiyor. Şu an küresel bir salgın yaşıyoruz yanlış bir bilgi salgını var. Bu çok ciddi şekilde halkın yanlış bilgilendirilmesine gereksiz paniğe kapılmasına neden oluyor. Bu yanlış bilgilendirme durumu tabii ki koronavirüsü ile başlamadı daha önceden var olan bir durumdu. Panik ve korku ortamında çok yanlış yalan haberler yayınlanıyor. Bu panik ve korku durumundaki insanlar da yalan yanlış haberlere ve bilgilere inanmaya başlıyorlar.’’ dedi.

Prof. Dr. Süleyman İrvan: medya bunu tetikliyor mu?

Dr. Öğretim Üyesi Esra Gül Atalay: “Evet, Dünya ve Türkiye medyasında iki temel problem var. Birincisi “ Teyit etmeden hızlı haber girmek” ve “Bir bilen safsatası“ diye bildiğimiz yanlışa düşmek. Herhangi bir konuda uzmanın, sanki koronavirüs hakkında bilgileri güvenilirmiş gibi ekranlara çıkarıp röportaj yapmaları ve insanların bu haberler karşısında yaşam tarzlarında değişiklik yapmalarına neden oluyor.’’ Dedi.

Dr.Öğr. Üyesi Eren Ekin ERCAN | T.C. Üsküdar Üniversitesi

Dr. Öğretim üyesi Eren Ekin Ercan: ‘’Genellikle medya bu panik havasından çok besleniyor. Olmayan bir olayı bile panik havasında verebiliyor. Ama bana kalırsa şu anki durum panik edilmesi gereken bir durumdur. Türkiye’de internet medyası üzerinden yaptığım bir okuma var. İstanbul’un sokakları şu an büyük bir oranda bomboş bunun nedeni medyaya evlerinden ulaşan gençler bence… yaş almış bireyleri uyardıklarını düşünüyorum. Panik havasının ironik bir şekilde duyarlılık açısından da yararlı olduğu kanısındayım.” Dedi

Dijital medya bireyi çevresinden koparıyor'

Prof. Dr. Nazife Güngör: ‘’Ben hem Esra hocama hem de Eren hocama katılıyorum. Ama şu anda insanlar evlerinde televizyon karşısında ya da internet karşısında korona dışında bir gündeme bakmıyorlar. Bu durum da ev içindeki iletişimi ve panik durumunu sarsıyor. Medyanın doğru bilgilendirme yapması gerekli ama herkes de korana uzmanı olmasın gazetecisinden tutun da psikoloğuna kadar herkesin bir fikri var. Herkesin fikri tabii ki olacak ama bu işin “Uzman” kısmı var. Bilgilendirme sağlıklı yapılmalıdır. Medyanın da paniğe değil duyarlılığa yönlendirmesi büyük bir rol oynuyor.’’ dedi

Prof. Dr. Süleyman İrvan:  ‘’Son zamanlarda artan tartışmalar var. Açıklamaların tam yapılmadığı vaka sayısının belirtilmediğine dair, toplumda kaygılar var sizce açık bir şekilde bilgilendirme yapılmalı mı yapılmamalı mı?’’

Prof. Dr. Nazife Güngör:  ‘’yapılmalı mı bilmiyorum ama bence önemli olan duyarlılık oluşturmaktır. Bu durumu önemli kaynaklardan sağlık Bakanlığından aldığımız bilgilerle sağlamalıyız.’’ dedi.

Dr. Öğretim üyesi Esra Gül Atalay: ‘’evet ben de bu konu hakkında konuşmak istiyorum. Ortaya çıkan yalan haberlerin ve güvenilmez bilgilerin ortaya saçılmasını sebebi aslında resmi kaynakların yeteri kadar bilgi vermemesidir. İnsanlarda bu bilgi yokluğundan, teyit edilmemiş bir takım bilgileri haber olarak görüyorlar. Resmi kaynakların insan mahremiyetine girmeden yaş ,cinsiyet ve bulunduğu şehri paylaşmalı’’ dedi.

Doç.Dr. Feride Zeynep GÜDER | T.C. Üsküdar Üniversitesi

Doç. Dr. Feride Zeynep Güder: ‘’Hep yaşlılardan bahsediyoruz yaşlılarda göz ardı etmememiz gereken bir durum  var. Dijital medya ve sosyal medyaya birinci kaynaktan ulaşamamaları, hep ikinci kaynaktan ulaştılar 65 yaş üstünden bahsediyorum. Dolayısıyla olayın ciddiyetini kavramadıklarını düşünüyorum. Tamamen Past -Truth (Hakikatin Algılanma Sorunu)yaşıyoruz. Gerçekler verilse bile gerçekleri algılamakta sorun yaşıyoruz. Çünkü kaynağın güvenilirliğini sorgulamak bir yana algılamakta sorunlar var.’’ dedi

Dr. Öğretim üyesi Eren Ekin Ercan: ‘’son bir konuya değinmek istiyorum. Hastalanan insanlar orta çağ da yaşıyormuş gibi bir hastalığa yakalanmanın korkunç bir toplumsal İzolasyon gerektirdiğini idama mahkum olmuş gibi tanımlamalar yapanlar var. Hastalığa yakalanınca herkes ölmüyor atlatan insanlar var saklanmalarına gerek olmadığını düşünüyorum.’’ diyerek söyleşiyi sonlandırdı.

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın